SOSYAL MEDYADA İFŞA
- 26 Eyl 2022
- 7 dakikada okunur
Sosyal medya, kişilerin çeşitli yollarla görüşlerini, duygu ve düşüncelerini, fotoğraflarını, videolarını paylaştıkları, diğer kişilerin de bu paylaşımları kendi düşüncelerine göre yorumlayarak, beğenerek ya da arkadaşları da görsün isteyip kendi profillerinde paylaşarak kitlelere ulaşmalarını sağlayan paylaşım platformlarıdır. Buraya kadar her şey güzel olsa da bazı düşünce paylaşımları suç teşkil eder. İfşa da bu tür paylaşımlara girer.
Sosyal medyada ifşa oldukça sık gerçekleşen bir suçtur. Gizli bir şeyi açığa vurma, yayma anlamına gelen ifşa, kişilik haklarının ihlal edilmesine sebep olur ve hukuki sonuçları vardır. Günümüzde ifşa, çeşitli yollarla yapılmaktadır. Çeşitli sosyal medya sitelerinde, uygulamalarında ifşa sayfaları dahi bulunmaktadır. Tek bir ifşa bile suçken, bu ifşa sayfalarını yönetmek oldukça suç teşkil eden bir durumdur. Kişiler, sevmediği ya da kızdığı kişilerin kendileriyle paylaşmış olduğu fotoğrafları, videoları, yazılı bilgileri, telefon numaralarını, mesajlaşmalarını izinsiz olarak bu sayfalarda gerek kendileri paylaşarak, gerekse sayfa yöneticilerine atarak bu bilgilerinin yayılmasına neden olmaktadırlar. Bu en yaygın ifşa yollarından biridir. Bu sayfalara gerek duymadan, kendi hesaplarından da ifşa edenler mevcuttur fakat bunun tespitinin, ifşa edilen kişi tarafından fark edilmesinin daha kolay olması sebebiyle ve kendi hesaplarında profillerinde ifşa ederken yaydığı diğer insanlar arkadaşlarını oluşturduğu için, arkadaşlarının gözünde kötü bir insan olarak gözükmek istemediklerinden insanlar ifşa sayfalarını ya da sahte hesaptan ifşa etmeyi daha çok tercih etmektedirler.
İfşanın kendisinin suç olmasının yanında bir de ifşa edilen bilgiye nasıl ulaşıldığı konusu vardır. Genellikle ifşa edilen kişi, ifşa edenin yakınıysa yahut önceden samimiyseler bu bilgiler ifşa edene direkt ifşa edilen tarafından verilmiştir. Ya da ifşa edilenin verdiği başka bir bilginin yardımıyla bu gizli bilgiye ulaşılmıştır. Örnek olarak ifşa edilen kişi tarafından şifresi verilmiş bir sosyal medya hesabına ifşa edenin girip, mesajlarına ulaşması, yayması verilebilir. Bunun dışında ifşa edilen bilgi, ifşa eden kişinin, ifşa edeni, ifşa edenin haberi olmaksızın gizli gizli dinlemesi, sesli ya da görüntülü kayda alması şeklinde de oluşabilir. İfşa edilenin kendi iradesiyle ifşa edene verdiği bilgiler dışındaki diğer tüm bilgiler hukuk dışı yollarla elde edilmiştir.
Kamuya açık alanda bulunulduğunda dahi, “kalabalığın içinde dikkat çekmezlik, tanınmazlık, bilinmezlik” prensibi geçerlidir. Kamuya açık alandaki her görüntü veya sesin dinlenilmesine, izlenilmesine, kaydedilmesine, sürekli ve izinsiz olarak elde bulundurulmasına rıza gösterildiği anlamına gelmez.
Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu
TCK Madde 134
(1) Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.
(2) (Değişik: 2/7/2012-6352/81 md.) Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.
Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçu
TCK Madde 135
(1) Hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydeden kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Kişisel verinin, kişilerin siyasi, felsefi veya dini görüşlerine, ırki kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlaki eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin olması durumunda birinci fıkra uyarınca verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme veya Ele Geçirme Suçu
TCK Madde 136
(1) Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) (Ek:17/10/2019-7188/17 md.) Suçun konusunun, Ceza Muhakemesi Kanununun 236 ncı maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları uyarınca kayda alınan beyan ve görüntüler olması durumunda verilecek ceza bir kat artırılır.
Nitelikli Haller
TCK Madde 137
(1) Yukarıdaki maddelerde tanımlanan suçların;
a) Kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle,
b) Belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle,
İşlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
İfşaya uğrayan kişi, ifşa edilen bilgisini gizlemeyi tercih etmişken bir başkası gelip bu bilgiyi ortaya çıkarıp, başkalarının da bu bilgiyi öğrenmesine sebep olur. Yani bir hak ihlali söz konusudur. Nasıl bir hak ihlalinin söz konusu olduğu, neyin ifşa edildiğine göre değişir. Her şekilde ifşa suçtur çünkü tanımı gereği ifşada gizli bir şey ortaya çıkarılır ya da yayılır. Kimse bir kişinin gizlemek istediği bilgiyi ortaya çıkarma ve yayma hakkına sahip değildir. Gizli olmayan bilgileri yaymak ifşa kapsamında değerlendirilmez.
Herkese açık paylaşımları, yorumları yaymak suç teşkil etmez. Herkese açık yapılmış paylaşım ya da yorumun, yapan kişinin bilgileriyle paylaşmakta, yaymakta bir etik dışılık yoktur, ifşa kapsamına girmez, yayılan şeyler gizli bilgi niteliğinde değildir.
Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçu
TCK Madde 132
(1) Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu gizlilik ihlali haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle gerçekleşirse, verilecek ceza bir kat artırılır.
(2) Kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın hukuka aykırı olarak alenen ifşa eden kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (Ek cümle: 2/7/2012-6352/79 md.) İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.
(4) (Mülga: 2/7/2012-6352/79 md.)
Mesajlaşma, ister iki kişi arasında ister bir grupta olsun, belirli kişiler arasında gerçekleşir ve mesaj atan kişi, mesajı kimin, kimlerin gereceğini bilerek o mesajı atar. Belirli kişiler için gönderildiğinden gizlilik niteliğine sahiptir, gönderen kişinin bir başkasının gönderdiği mesajı görmemesini istemesi doğaldır. Mesaj uygunsuzsa, hakaret, tehdit, şantaj, taciz içeriyorsa da konuşmanın görüntülerinin başka kişilerle paylaşılması suçtur. Kişi bu görüntüleri ancak gönderen kişinin bilgilerini sansürleyerek, gizleyerek başkalarıyla paylaşabilir, yayabilir.
Mesajı alan kişinin yapması gereken mesaj görüntülerini yaymak değil, savcılığa suç duyurusunda bulunmaktır. Bu şekilde konuşmanın ve uygunsuz mesajların savcılığın görmesi sağlanır. Ancak biliyoruz ki bazı sosyal medya uygulamalarında gönderilen mesaj, gönderen kişi tarafından sonradan silinebilmektedir. Mesajların gönderen kişi tarafından silinmesiyle mesajı alan kişinin ispatlaması pek mümkün değildir, üstelik özellikle iki kişi arasında gerçekleşen bir mesajlaşmada tanık, şahit bulunması da söz konusu değildir. Uygunsuz mesajın delil olarak kullanmak üzere ekran görüntüsü alınması gayet mantıklı bir çözüm olarak gözüküyor fakat bu ekran görüntüsü yayma amacıyla değil değil, yasal haklarının kullanılması amacıyla alınmalı, gerekli mercilere verilmelidir.
Husumetinizin olduğu bir kişinin başkasıyla olan yazışmalarında, husumetinize dair bilgiler mevcutsa o konuşmanın ekran görüntüsünü delil olarak kullanabilir misiniz?
Adli mercilere, dava dosyalarınıza kendinize ait olan yazışmalar dışında, konuyla ilgili olsa ve ekran görüntüsünü veren tarafın rızası olsa dahi, başka kişilerin konuşmalarını içeren ekran görüntüsü sunmamalısınız. Ancak görüntüyü size rızası dahilinde veren kişiyi tanık olarak gösterebilirsiniz. Aksi halde sunduğunuz ekran görüntüsü hukuka aykırı delil sayılacağından hükme esas alınmaz. Bu husus özellikle son Yargıtay kararlarıyla da gündeme gelmektedir. ‘’ Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez’’ (AY md38/6) . Hakim, kanuna aykırı delil olarak sayarsa görüntüleri dosyadan çıkarır.
''TCK’nın 132. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında düzenlenen fıkralar bakımından haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunun faili haberleşen taraflar dışında bir kimse olabileceğinden, rızanın bir hukuka uygunluk sebebi olabilmesi için haberleşen her iki tarafın da rızasının bulunması gerekmektedir. Suçun maddi konusu haberleşme olup bu hukuki konu üzerinde hak sahibi olan kimseler haberleşmenin taraflarıdır. Şu hâlde hukuka uygun bir rıza açıklamasından ve hukuka uygunluk sebebi olarak rızadan bahsedebilmek için, haberleşmenin her iki tarafının da rıza göstermesi gerekmektedir (Ceza Genel Kurulu 2016/868 E. , 2020/442 K.)''
Suçlu Birini İfşa Etmek:
'’Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılmaz.’’(AY md38/4) Suçluluğu hükmen sabit olmayan birini suçlu olarak nitelendirmek etik bir davranış değildir.
Suçlu olduğunu düşündüğümüz birini ifşa etmekte, suç teşkil eden bir bilgiyi ortaya çıkarmakta sosyal, toplumsal fayda olduğu düşünüldüğünde oldukça etik bir davranış olarak gözükür ancak ceza kanunun varlığını, suçsuzluk karinesini, gizlilik ve kişilik haklarını da düşündüğümüzde etik bir davranış olmadığını görürüz.
Suç olan gizli bir şeyi ortaya çıkaran kişi iyi bir şey yapmıştır, bir suçu ortaya çıkarmıştır diye düşünebiliriz fakat gizli bir bilgiye gizlilik ihlali yapılmadan ulaşılamaz. Bu konuda şüphelerinin olduğu konusunda ihbarda bulunarak yetkili mercilerin bu gizli bilgiye ulaşması sağlanmalıdır. Hukuk dışı yollarla elde edilen bilgilerle yetkili mercilere başvuruda bulunmak ise mümkün değildir şayet o bilgiler hukuka aykırı delil teşkil ederler ve dikkate alınmazlar. Şüphe üzerine gizli bilginin ortaya çıkarılması mahkeme kararıyla mümkündür, sıradan bir insan gizli olan bir bilgiyi ortaya çıkarırsa bu ifşa olur, dolayısıyla bu suç teşkil eden bilgiyi yetkisiz bir kişi gizliliği ihlal ederek ortaya çıkarıp ifşa etmesi kabul edilmez.
İfşayı bu durumda bir linç girişimi olarak düşünebiliriz. Suçlu olduğunu düşündüğümüz kişiyi de yargılanması sonucunda suçluluğu hukuken kanıtlanmış suçlu birini de ifşa etmek, beraberinde yeni suçlar yaratabilir. İfşalayan sayesinde suçluyu ya da suçlu sanılanı ve yaptığı suçu öğrenen üçüncü kişiler, suçluya hakarette bulunabilir, tehdit edebilir, yeni benzer suçlar doğurabilir.
Sosyal medyada suçlu birini ifşa ederek haklıyken haksız duruma düşebiliriz. İnsanlar sosyal medya üzerinden hakaret, şantaj, taciz, tehdit içeren birçok mesaj ve yorum almakta ve bu mesajları veya yorumları ekran görüntüsünü almak suretiyle başka insanlarla paylaşıp kendisini rahatsız eden kişiyi ifşa etmektedir. Bu yolla arkadaşlarından, rahatsız eden kişinin hesabının şikayet edilmesini isterler ve fazla şikayetler sayesinde rahatsız edenin hesabının kapatılmasını sağlamayı amaçlamaktadırlar. Ancak olayın hukuki niteliğini ve sonuçlarını göz önüne almadan yapılan bu davranışlar kişileri haklıyken, haksız duruma düşürebilir.
Herkese açık olarak paylaşılmış bir yorumu ve paylaşan kişiyi yaymakta bir ifşa suçu ya da hak ihlali yoktur. Çünkü yorumu yapan kişi; yorumunun ve profilinin görüleceğini bilerek bu yorumu paylaşmıştır. Herkese açık paylaşım, herkes için yapılır, herkesin görmesi, yararlanması için yapılır. Paylaşılan yorum gizli bilgi niteliğinde değildir. Sözlük anlamından hareketle, gerçekleştirilen eylemin ifşa olarak nitelendirilebilmesi için, yayılan bilginin gizli, gizlenen bir bilgi olması gerekir.
Yapılan yorumun, yorumu yapan kişi tarafından silinmesi durumunda, silinmeden önce alınan ekran görüntüleri ya da başka şekillerde kaydedilmesi, fotoğraflanması suç teşkil eder mi? Yorumun silinmesi, yorumu ‘’gizli bilgi’’ niteliğine sokmaz, ekran görüntüsünün yayılması bir ifşa durumu yaratmaz. Sosyal medya, paylaşım yapmak için vardır ve kişi herkese açık olarak bir paylaşımda, yorumda bulunurken bunu herkesin göreceğini, profilinin ve isminin gözükeceğini bilerek bu eylemi yapar. Sonradan silmiş olsa bile, sosyal medyanın ruhu gereği paylaşımının ya da yorumunun başka kişilerce yayılması suç teşkil etmemelidir. Sosyal medyanın bir amacı da kişinin düşüncelerini kitlelere ulaştırması, insanlarla paylaşmasıdır. Bu açıdan düşünüldüğünde zaten herkese açık olarak paylaşılmış fakat silinmiş bir yorum ya da gönderinin ekran görüntüsü vb. vasıtasıyla yayılması suç teşkil etmez. Çünkü kişi paylaşım ya da yorumu ekran görüntüsü vb. yollarla kaydettiği zaman, paylaşım ya da yorum herkese açık bir şekilde olduğu için suçun unsurları bulunmamaktadır.
Uygunsuz yoruma maruz kalan kişi bu yorumu ve yapanın profilini başka insanlara yayması suç değildir. Ekran görüntüsünü de alabilir, silinmesi halinde de bu görüntüyü paylaşabilir çünkü o yorum gizli bir bilgi değildir. Ekran görüntüsü alınan bu yorumun sonradan silinmesi halinde, bu ekran görüntüsü delil olarak kullanılabilir. Yorum paylaşıldığında yorumu görenler de şahitlik yapabilirler.

Haberleşmenin gizliliğinin ihlali suçunun ve özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun oluşup oluşmadığı her olaya özgü olacak şekilde detaylı şekilde incelenmelidir. Açıklamalarla her ne kadar belirli seviyede bilgi vermiş olsak da sürecin bir avukat nezaretinde yürütülerek bu suçtan beraat için suçun maddi ve manevi unsurlarının gerçekten oluşup oluşmadığı dikkatlice incelenmeli, hukuka aykırılık unsuru ve aleniyetin gerçekleşip gerçekleşmediği hususunun değerlendirilmesi gerekmektedir
Comments